Efsanevi New age Ustası KITARO

Kitaro , Grammy ve Altın Küre ödüllerini kazanmış, yanı sıra milyonlarca plak satmış ve birçok kez dünya turu yapmış, tüm zamanların en popüler ve etkili new age sanatçılarından biridir.

1980’lerde TRT’de yayınlanan İpek Yolu Belgeseli’ne yaptığı besteyle girmişti hayatımıza. 1990’ların politik ve acıklı belgesellerinin fonunda da onun müziği vardı. Nerede duysak içimiz burkulurdu... New Age müziğin efsane ismi Kitaro, Türkiye’de popüler oluşundan neredeyse 30 yıl sonra 2017 Yılında İstanbul’a geldi. Ülkemizde konser vermek için geldiğinde hala konsere katılamama pişmanlığı içindeyim. Böyle bir fırsat bir daha gelir mi bilmem.. Onun müzik tarzı, Doğu müzik geleneklerinden ve folk, klasik ve rock etkilerinden esinlenerek, akustik enstrümantasyon ile düşünceli, son derece melodik bir sentezleyici çalışmasını birleştiriyor.

İlginçtir ki; Bir diğer ayrı konu ise Kitaro’nun nota bilgisinin olmamasıdır. Nota bilgisi olmamasına rağmen enstrümanlarda oldukça başarılı olan Kitaro, birden fazla enstrümanı başarıyla çalabilme yeteneğini göstermiştir. Nota kullanmak yerine de bunları resim yolu ile öğrenmiştir. Ünlü Japon besteci elektro gitar çalmayı kendida lisede kendine öğrenmiş - Otis Redding'in R&B müziğinden esinlenmiştir . 70'lerin başında Kitaro , iki progresif rock albümü yayınlayan Far East Family Band'i kurdu . Ancak 1972'de yenilikçi Alman sentezci Klaus Schulze ile tanıştı. Avrupa gezisi sırasında. Kitaro'nun kafası karışmıştı . İlk sentezleyicisini yaptı ve her türlü olağandışı sesleri denemeye başladı.

İlk solo albümü Astral Voyage 1978'de çıktı ve kısa sürede kült bir takipçi kitlesi kazandı. İki yıl sonra, beş yıl süren bir Japon televizyon belgesel dizisi olan Silk Road için birkaç film müziğinden ilkini yaptı .

Efsanavi Silk Road'dan birkaç müzik albümü, naif melodi kombinasyonuna hayran olan, giderek büyüyen uluslararası bir hayran grubuna yayınlandı. KitaroAncak, 1986'da Geffen Records ile anlaşma imzalayana kadar Amerika'da hala bir yeraltı sanatçısı olarak kabul edildi, bu da önceki albümlerinden yedisini yeniden yayınladı ve ona kapsamını birçok yönden genişletmesi için destek verdi. Örneğin, Kitaro , Japonya'nın Fuji Dağı yakınlarındaki ev stüdyosunun mahremiyetinde yıllarca albümler oluşturduktan sonra , 1987 yılında çıkardığı The Light of the Spirit'i Grateful Dead davulcusu Mickey Hart'ın yardımıyla üretti . Albüm Amerikalı müzisyenlerle bir dizi özellikli ve topladı Kitaro Yeni Çağ kategorisinde birçok Grammy için ilkti. Aynı yıl, Kitaro ayrıca ilk canlı Kuzey Amerika turunu yaptı ve yalnızca ABD'de iki milyon albüm sattı.

Kitaro'nun üslubu da değişmiş, belli bir düzeyde masumiyet ve saflık korunurken daha teatral ve iddialı hale gelmişti. Daha sonraki kayıtları, onu 60'ların sonlarında müziğe çeken rock ve pop unsurlarına yeniden ilgi gösterdi. Hart ile işbirliklerinin yanı sıra, Dream albümünde Yes vokalisti Jon Anderson ile çalıştı ve eski Megadeth gitaristi Marty Friedman'ın solo albümü Scenes'in ortak yapımcılığını yaptı . Her iki albüm de 1992'de piyasaya sürüldü. 1997'de Kitaro , Broadway sahnesine bağlı bir prodüksiyon olan Cirque Ingenieux'un film müziğini yayınladı .Bunu iki yıl sonra Thinking of You izledi ve Antik 2001 ilkbaharında çıktı. İyi karşılandı ve 2002'de aynı fikirde olan Antik Yolculuk'ta bir tür devam filmine yol açtı. Tartışmalı Çin draması The Soong Sisters'ın film müziğine yaptığı katkılar geldi. canlı albüm ve DVD gibi aynı yıl çıktı.

2003 yılında Kitaro , Ku-Kai'nin Kutsal Yolculuğu adlı bir dizi barış temalı albüm çıkarmaya başladı . 2007'de Zhang Yimou'nun yönettiği Impression West Lake operasının müziğini besteledi . Film müziği 2009'da Impressions of the West Lake adıyla piyasaya sürüldü . Kitaro , 2012 yılındaki Let Mother Earth Speak albümü için Kızılderili aktivist Dennis Banks ile işbirliği yaptı . Kitaro'nun solo albümü Final Call 2013'te yayınlandı ve bir yıl sonra canlı albüm Symphony Live in Istanbul izledi.Ku-Kai'nin Kutsal Yolculuğu, Cilt. 5 , ardından 2017 yılında ortaya çıktı Kojiki ve Evren odaklanarak, tur ve DVD Kitaro 'ın 1990 albümü Kojiki.

kendisi Türkiye'ye geldiğinde yapılan Röportajında sorulan bazı sorulara verdiği yanıtlar;

- Müziğinizin temelinde sintisayzır adlı ilginç enstrüman var. Nasıl başladınız çalmaya?

Sintisayzır pek bilinmeyen bir enstrümandı. İlk karşılaştığımda, bune biçim bir çalgı diye düşündüm. Kullanma kılavuzu okumayı sevmem, kendi kendime öğrenmeye çalıştım. 24 saat boyunca uğraştım ve tek bir ses dahi çıkaramadım! (Gülüyor...) Bir noktada bir gürültü çıktı. Sonra rüzgâr sesine, okyanus dalgasına benzer sesler keşfettim. Notaları tekrarlamak yerine hikâyeler yaratabileceğimi fark ettim. Müziğe başka bir boyut kazandırıyordu, yaratıcı bir tarafı vardı. Zaman içinde o kadar fazla beste ürettim ki sintisayzır benim imzam haline geldi.

- Tüm enstrümanları çalabiliyormuşsunuz. Sintisayzır dışında favoriniz hangisi?

Gitar, davul, flüt... Hepsini seviyorum! Her kültürün farklı bir çalgısı var. Gittiğim her ülkede önce müzik dükkânlarına gidip yerel çalgı aletlerini deniyorum.

Kitaro'nun başarıları saymakla bitmez. Kendine özgü müziği, Bir birbirinden farklı melodileriyle sizi alıp başka diyarlara götürmeye yeter. Sizlere bir Kitaro'nun en sevdiğim albümlerinden "Spiritual Garden" ı paylaşarak yazımı tamamlıyorum. Umarım bu pandemi sürecinin ardından kendisini tekrar ülkemizde görürüz.